Tarsus

Tarsus Mersin'in doğusunda yer alır. İlçenin doğusunda Adana, kuzeyinde Niğde, batısında Mersin, güneyinde de Akdeniz yer alır, Berdan Nehrinin Alivyonlu Ovasında kurulmuştur.
Anadolu'nun en eski yerleşim alanlarından biri olan Tarsus, yazılı tarih dönemleri ardından kurulan birçok krallıkların, Antik Çağlar'da Kilikya'nın başkenti olmuş, tarihi, kültürel ve ekonomik yönleriyle Ön Asya ve Anadolunun en önemli kentlerinden biridir. Hristiyanların en önemli havarilerinden olan St. Paulus'un doğduğu yer olması, bir hac kenti olması da önemli yere sahiptir.
Tarsus'un kuruluşu, M.Ö. 8000 yılları Yeni Taş Çağına dayanır. Tarsus'un adını Kent Tanrısı Sandon'dan (Balal Tarz) olduğu bilinmektedir. Tarsus'un ismi ve kuruluşu hakkında, mitolojilerde ve eski yazarların anlatımlarındaki çeşitli bilgilerin hemen hepsi Roma çağlarında, özellikle Augustos döneminde ortaya çıkmıştır. Mitolojiye göre, Antik Çağlarda, Tarsus Çayı'na Kilikya'nın yerli halkı Cydnas adını vermiştir. Cydnos mitolojide nehir Tanrısına verilen isimdir. Kuruluş tarihi ve adının nereden geldiği hakkında çeşitli söylentiler vardır. İslam inanışına göre Tarsus, Ademoğlu Şit Peygamber tarafından kurulmuştur. Diğer taraftan, Tarsus adının Kilikya'nın en eski ilahı olarak tanınan Tarhon (Tarkon) isminin zamanla değişikliğe uğramasından geldiği söylenir. Tarsus'un ilk isme III. Ramses zamanında hiyeroglif yazı ile yazılmıştır. Bu tarihi şehirden Alexander ordusuyla geçtiği sırada Tarsus askeri yönden önemli bir gün yaşamıştır. Mısır Kraliçesi Kleopatra, Roma İmparatoru Antonius, Pers Hükümdarları Kurus, Dara, Makedonya İskender, Tarsus'u ziyaret etmişler. Peygamberlerden Şit, Danyal Tarsus'ta yaşamıştır.
Azizlerden İsa'nın Havarisi St. Paul Tarsus'ta doğmuş, yaşamış ve eğitim görmüştür. Filozoflardan Lokman Hekim, Aristo, Nestor, seyyahlardan Strabon, Diogen, Xenephon ve İslam meşhurlarından Bilali Habeş Tarsus'a gelmişlerdir. Tarsus'da, İslam ve Hristiyan din adamları yaşadığından ve bunlara ait yapılan yapıtlar bulunduğundan İslam ve Hristiyan alemlerince kutsal sayılır.
Tarsus ticaret merkezi olması yanında, kültür ve üniversiteler şehri de olmuştur. Tarsus'ta Antinouse devrinde Yunan bilim adamlarının yazdıkları bütün kitaplar toplanarak, 200.000 ciltlik dünyada eşi bulunmayan kütüphanesi zamanın en meşhur üniversiteleri olarak belirtilmiştir. Üniversiteleri Atina ve Alexandria Üniversitelerinden daha meşhur idi. Tarsus'ta bulunan yazılı levhalarda Tarsus'un liberal bir şehir olduğu yazılıdır. Tarsus'un liberal kurumlarından St. Paul ve birçok filozoflar faydalanmıştır. Kozmopolit bir şehir olan Tarsus, Roma kanunlarının ışığı altında idare idare edilmiştir. Gözlükule kazılarına göre Tarsus'ta ilk uygarlık Etiler ile başlamıştır. Hititler ile Asurlular arasında çıkan savaşta Hititleri yenerek Ovalık Kilikya'yı merkez yapmışlardır. Tarsus M.Ö. IV. Yüzyılda Persler, M.Ö. 333 yılında Makedonya'lıların (Büyük İskender)'in hakimiyetine girmiştir. İskenderin ölümünden sonra Tarsus ve tüm Kilikya Selefkosların eline geçmiştir. M.Ö. 66 yılında Kilikya, bir Roma vilayeti olunca Tarsus Kilikyanın Merkezi olmuştur. Tarsus, Abbasiler ve Emeviler döneminde Bizanslılar ile Araplar arasında sürekli el değiştirmiştir. 830 yılında Halife Memun Tarsus'u fethetmiştir. Tarsus 965 yılında Bizanslıların eline geçince uzun süre Bizanslılarda kalmıştır. 1802 yılında Selçukluların aldığı Tarsus, 1097 yılında Kudüs'e yürüyen Haçlı ordularınca işgal edildi. 1378 yılında Ramazanoğullarının hakimiyetine girmiştir.
Mersin ve Tarsus Osmanlı yönetimine daha sonra geçmiştir. Yöre, 1485-1490 Osmanlı-Memluk Savaşları sırasında birkaç keç el değiştirdikten sonra, 1490 yılında Osmanlıların yenilmesiyle Memlukların egemenliğinde kaldı. Daha sonra 1516 yılında Yavuz Sultan Selim'in Memlukların üzerine düzenlediği büyük sefer sırasında Osmanlı yönetimine girdi. 1839 yılında yeniden Osmanlı topraklarına katılan Tarsus, 1888'de Mersin'in İlçesi oldu. I. Dünya savaşında Fransızların işgaline uğrayan Tarsus, 27 Aralık 1921 tarihinde işgalden kurtulmuştur.

Hızlı Erişim